aslında gerçek hayatta da sürekli faklı şehirlerde yeni hayatlar kuruyorum kendime... her hayatım farklı bir yanımı doyuruyor...
kitap okuyordum biraz önce... bir yerde takıldım...
"Bir an büyük bir coşkuya kapıldım. Belki de tam o anda her şeye yeniden başlamak gerekiyordu. Ama beni gerçeğe döndüren de, o "her şeye yeniden başlamak" deyimi oldu. Benim için artık çok geçti."
ranzadan aşağıya indim ve bilgisayarın başına oturdum...
bir gün benim için de geç olacak diye düşündüm... yeni hayatlar kuramayacak kadar yorgun olucam... umudumu yitiricem, gülümsemeyi bırakıcam ve intihar edicem...
zaten kendim için kurduğum planlarda erken ölmek var hep, doyasıya yaşayıp 50lerimde ölmek... doyasıya yaşamak... heralde bu yüzden bir yıldır tanıştığım arkadaşlarıma dostum diyebilecek kadar güveniyorum... ya da iki aydır birlikte olmamıza rağmen, 6-7 aydır tanışıyormuşuz gibi hissediyor sevgilim...
insan, bir gün öleceğini unutan bir canlı olmasaydı, hayat daha renkli olurdu...
belki de bu yüzden tüm başlangıçlarıma bir son koyma ihtiyacı duyuyorumdur... belirsiz bir son...
aslında yaptığım "günü yaşamak" falan da değil... yavaş yavaş, doya doya yaşıyorum... erken ölmeye falan da çalışmıyorum, sigara içmiyorum mesela ama denemedim diyemem... aslında her şeyden biraz tatmak niyetindeyim...
hani şehirler tükenir ya; her dışarı çıktığınızda en az 5 insana selam verirsiniz, hep aynı yerlere gider, aynı sokaklarda yürürsünüz... şehri tüketmişsinizdir, doymuşsunuzdur... işte öyle zamanlarda ortaya çıkıyor içimdeki "yeniden başlamak" arzusu...
ama tüm başlangıçlarım kısmi bir geçmiş taşır içinde, taşımasa da geçmiş ne yapar eder bulur yeni hayatımı... ve her başlangıcımda daha çok geçmiş sürüklüyorum peşimde...
belki yeniden başlamak istemeyeceğim günler de gelir, belki doyamayacağım şeyler çıkar karşıma... belki değişirim...