14 Mart 2009 Cumartesi

deneme ihtiyacım

bugün daha önce hiç yürümediğim kadar yürüdüm...
pazara gitmek için sözleşmiştik sınıftaki bir kaç kızla... maviyle yeşil arası ama daha çok maviye kaçan kısa kollu bir tişört aldım kendime... sonra koptuk birbirimizden o kalabalıkta... pazardan çıktığımda bu şehre ilk geldiğimde bana tüm yardımseverliğiyle yaklaşmış eski bir arkadaşım vardı...
hadi alsancağa yürüyelim, dedi... tamam dedim... yürüdük... yürüdük... yürüdük... ama alsancak'a yürüyerek ulaşmanın imkansız olduğunu bilmiyorduk... yürürken yeşil aramış duymamışım, bu haftasonu direksiyon sınavına girmek için kendi şehrine gitmişti, babasıyla çıkacağımız ev için gereken para hakkında konuşacaktı... konuşmuş, bayağı uğraşmış gereken parayı vermesi için... sonra bana karar vermemi söyledi, hemen evet diyemedim... düşün dedi karar verdiğinde beni ara...
düşündüm... yürürken düşünmeyi severim...
saatler geçti belki... biz çok yanlış yerlere geldik, iki kızın yanlız gelmemesi gereken yerlere, geri dönmenin en iyisi olduğu yerlere... korkmuştuk...
yürüdük... ne kadar fazla yürüdüğümüzü gördüğümüz ilk durakta bindiğimiz otobüsle alsancak'a giderken farkettik... hala yürümeye devam ederken yeşil'le tekrar konuştum...
ailemi gözden çıkaramıyorum, dedim... böyle bir şey yaptığımı öğrendiklerinde olacakları hayal etmek istemiyorum... ama eve çıkmayı bu kadar hayal ettikten sonra yurda da dönemem ve seninle eve çıkmayı gerçekten istiyorum... böyle bi' kararı yalnız veremem... O; kararımı etkilemek istemediğini benimle eve çıkmayı çok istediğini ama vazgeçersem anlayacağını söyledi... ben, galiba hala karar veremedim dedim... güldü... daha sonra onu arayacağımı söyleyip telefonu kapattım ve oturduğumuz banktan kalkıp yürümeye devam ettik, insancıl yerlere yaklaşmıştık artık korkmuyorduk...
alsancak'a ulaştık... kitapçıya gittik, tülay'ın sipariş ettiği bir kitap varmış, yarım saat falan oyalandık orda... öyle kitaplara bakıyordum... rasgele bir sayfa açıp bi kaç cümle okuyordum... şiir bölümüne geçtim sonra elime bir kitap aldım...

"Yaşamına güçlülük verecek tek şey,
güç eksikliği duyman olacak
-ancak bunu duyarsan; yaşama güçlüğü çekersen,
güçlülük arayışına girebilirsin; onu da -belki-
elde edebilirsin - ama, edemeyebilirsin de...

Yaşam hep ya daha yüksek güce yönelmiştir,
ya da daha derine batışa...

Yaşamın,
ya yükselme,
ya da batma
olacak."

kitabı aldım...
dönerlerimizi beklerken yeşil'i tekrar aradım... cesaretim geri gelmişti, kendimi rahatlatmıştım... çıkalım, dedim... sevincini belli edemedi... gün boyunca hep ailesinin yanındaydı rahat konuşamadı... sürekli ailesinin yanında olması biraz garip aslında, babannesi hastaydı bir şey olmuş olabilir, belki de gerçekten çok özlemiştir ailesini... bilmiyorum, bir şey söylemedi...
bornova'ya döndük... tülay'a çıkacağım evi gösterdim, çok beğendi... gerçekten güzel bi ev... karşı komşumuzu da gördüm eve tekrar bakarken, bir bebekleri var, genç bir çift...
10:30 civarı çıkmıştık yurttan, yurda döndüğümüzde saat 18:00 civarıydı... saçlarımızı kestirip, hızma yaptıracaktık, hiç birini yapacak halimiz kalmamıştı...

hadi beni cesaretlendir


artık kendi kararlarımı kendim verecek kadar cesur hissediyorum kendimi... aile faktörünü gözden çıkaracak kadar cesur...
hala büyüyorum işte, değişiyorum doğal olarak... hiçbir şey isteklerimin önünde dursun istemiyorum... bu gençliğin verdiği bi cesaret de değil... 17 yaşındaydım o çağı atlattığımda, o zamanlar yaptığım şeyler bile çıkartılıyor karşıma hala... ama üç yıl geçti üstünden nasıl yaşamak istediğimi az çok biliyorum artık... ailemin elini üstümden çekmek istiyorum... gerçekten kendi ayaklarımın üstünde durmak istiyorum, onların desteği olmadan... çünkü destek vermiyorlar artık istediklerime, onların destekleri olmadan da başarabilmeliyim...
ufak tefek işler yapıcam dönem içinde... belki yazında izmir'de kalırım çalışmak için... hiçbir şey isteyip sormıycam artık... ikinci dönem ders bırakmamaya çalışıcam, burs şansımı yok ediyor...
ve garip bir rahatlama var üstümde, gerçi bu rahatlamanın başlangıcı gayet tedirgindi... ama farkettim ki kararımı verince kim ne derse desin önemsemiyorum...

6 Mart 2009 Cuma

garip

bi' garibim...
artık eskisi gibi neşeli bakamıyorum hayata, yine gülümsüyorum ama moralim ufak tefek şeylerde bozulabiliyor... etrafımdaki insanların o eğlendirici yanlarını es geçiyorum, yakalayamıyorum... hayattan eskisi kadar zevk almıyorum...
artık eski giysilerimi giyerken kendimi beğenmiyorum, kendimi yeni şeyler almalıyım... değiştim sanırım, öyle giyindiğimde ben değilmişim gibi geliyor...
aslında mutluyum yine de, her şey yolunda... öyle kendi kendimi yiyiyorum işte...

evlenme teklifine evet dedim bi de, güzel olur onunla evlenmek... yaza evlenicez...